ORHAN VELİ KANIK; FIRÇADAKİ SON ŞİİR
- Orhan Veli Ve Garip Şiir Kitabının Kapağı - |
F
ırçadaki
Son Şiir kitabının başrolü Orhan Veli Kanık, 1914-1950 yılları
arasında yaşayıp yakın arkadaşları Melih Cevdet Anday ve OktayRifat ile beraber ' Garip ' adlı akımı ve kitabı Türk edebiyatına kazandıran şairdir. Bu üç arkadaş ilk olarak 16 yaşlarında
tanışmış olup bu yaşlarında 'Sesimiz' adlı dergi çıkararak
ilk yazıları bu dergide yer almıştır.
Orhan Veli, İstanbul Üniversitesi Edebiyat fakültesi felsefe bölümünü okumaya başlamış ancak yarım bırakmıştır. Daha sonra Ankara'ya dönerek PTT Genel Müdürlüğünde memur olarak işe başlayıp bu süreçte ilk şiirleri dönemin ünlü 'Varlık' dergisinde yayınlandı ve edebiyat hayatına köklü bir giriş yapmıştır. Ne yazık ki dönemin sorunları Orhan Veli'nin hayatının zorlu geçmesine sebep oldu. 36 yıllık yaşam serüveninde bizlere pek çok eser ve güzel bir edebiyat bıraktı.
Orhan Veli hakkındaki bu kısa bilgilerden sonra Fırçadaki Son Şiir kitabının yorumuna geçebiliriz 😊
Öncelikle
kendi kitaplığımdan bir görseli sizlere sunmaktan şeref
duyuyorum. 😊
Yorumuma gelecek olursak; Fırçadaki Son Şiir, bir Orhan Veli romanı. Kitaba rast geldiğimde öncelikle şaşırdım çünkü bir şairin hatta herhangi bir edebiyatçımızın hayatının romanı olduğunu hiç görmemiştim. Bu yüzden kitabın adını ve kapağını görünce oldukça ilgimi çekmişti. Ama içeriğinin bu denli güzel olacağını inanın tahmin etmemiştim. Biyografi oluşu ve bu alanda hiçbir kitabı okumamış olmam ilk etapta gözümü korkutmuştu. Ama korkularımın aksine bir çırpıda ve her satırını içten şekilde hissederek okuduğum bir kitap oldu.
Yazar Hanife Mert 'in okuduğum ikinci kitabı olmasına rağmen biyografik roman oluşuyla bambaşka bir tadı vardı. Bir biyografik roman nasıl olmalı sorusunun cevabı gibiydi tüm satırlar. Kitabın tam olarak hangi tarafından cümleye giriş yapsam diye düşünüyorum çünkü bahsedeceğim çok şey var.
Öncelikle
Türk edebiyatımızın gurur kaynaklarından biri olan, ismini çokça
duymamıza rağmen yaşam serüveninden bihaber olduğumuz bir
edebiyatçının hayatına tanık olmak, edebiyat açısından eksik
olan yapboz parçalarından birini tamamlıyormuş gibi hissettirdi.
Yapboz dedim çünkü kitapta Orhan Veli'nin çocukluğunu, şairlik
serüvenini, arkadaşlıklarını, fikirlerini net bir şekilde
görmenin yanında dönemin diğer edebiyatçıları, Melih Cevdet,
Oktay Rıfat, Yahya Kemal, Nazım Hikmet, Sait Faik, Ahmet Hamdi
Tanpınar, Nurullah Ataç ve Aşık Veysel gibi pek kıymetli
edebiyatçılarımızın hayatlarına dair bilgi sahibi oluyorsunuz.
Türk bir edebiyatçımızın hayatını bir biyografik romandan
öğrenmenin heyecanı ile okuduğum satırlarda pek çok kıymetli
edebiyatçımıza rast gelmek mutluluğumu paha biçilemez hale
getirdi diyebilirim. Ayrıca edebiyatın bu kadar içinde olup birçok
edebiyatçıya dair bilgimin az olduğunu fark etmem yürek burkucu
bir detay oldu. Bundan sonrası için bir rota belirlemem de yardımcı
bir kitap oldu Fırçadaki Son Şiir.
Orhan
Veli'nin hayatını okurken belki de öğrenmekten en büyük zevk
aldığım yerlerden biri de Hasan Ali Yücel Klasiklerinin oluşum
sürecine tanık olmaktı sanırım. Kendilerini tam olarak tanımasak
da ismini duyduğumuz yazarların dönemin zor şartları altında el
ele verip çevirileri yapmaları büyük bir mutluluk iken buna tanık
olmak oldukça duygulandırıcı bir detaydı. Günümüzde de en sık
okunan kitaplar arasında olan Hasan Ali Yücel Klasiklerini okumak
ben de daha bir anlamlı hale geldi diyebilirim. Zaten bir şeylere
anlam katan da oluşum sürecine tanık olmak ya da altında yatan
sebebi bilmek değil midir?
Bir sonucun nedenini bilmek pek çok
olaya, olguya bakış açımızı değiştirdiği gibi pek çok şeye
de değer kattığını net bir şekilde görmüş oldum. Ayrıca
tarihi yakından görmek bakımından o dönemlerde yaşanan olaylar,
edebiyat ve çeşitli alanlarda çekilen zorluklar ve darbelere de
tanık olmak bir önceki söylediğim cümleleri kanıtlar nitelikte.
Her anlamda dolu dolu olup sade ve akıcı bir dile sahip olması kitabın en iyi özelliği diyebilirim. Öyle ki benim en başta biyografi kitabı diye gözümün korkması gibi çoğumuz bu şekilde yanlış düşünmeyelim diye bu detayı vermeliyim.😊 Yani kitap o kadar akıcı idi ki 400 sayfalık kitabı 2 günde bitirdim, çünkü elimden bırakamadım. 😊
🕮: - Giderayak Şiiri -"Yoksa biz...Biz bu dünyadan değil miydik?"
🕮: " Bazen söylenecek sözlerin çokluğu, insanı suskun yapıyordu."
Yorumlar
Yorum Gönder
Görüşleriniz Bizim için önemlidir . Lütfen Paylaşın ..